13 Mart 2009 Cuma

YALNIZLIK SENFONİSİ

Karanlık sözlerin üzerime çullandığı
bir sonbahar gecesi

yüreği elinde
bir şair geçti yanımdan

döndüm baktım

yüzünde baharı anlatacağını sandığım bir şiir vardı,
anlatmadı
Sustu ve
ketum bir kışa terk etti bedenimi

Adanın ortasındaki o ağaç kadar y a l n ı z ı m şimdi !

Nilay Akçay


(ŞEHİR DERGİSİ NİSAN 2009)

SAÇI UZUNLARA

Uzun, upuzun bir yağmurun
caddeleri boydan boya yardığı devrik bir şehirde
yoksul düşlerini kaldırımlara yaslayan kadınların saçlarına
sözcüklerden çiçek takıyorum
ve kör topal bir şiiri yerleştiriyorum yumruklarına
-ki saçı uzunların yumrukları gökyüzünde açılan bir çiçektir şimdi-


Nilay akçay

a l ı a l m o r u m o r d i z e l e r

-insanlık dışı koşullarda çalıştırılan kot taşlama işinde yaşamını yitiren işçilere-

şehrin ölüm doğurduğu sokaklarda
kan sıçrıyor alnıma her gece

aklımın kıvrımlarında bağrışıyor işçiler
inceden bir keder örüyorlar düşüncemin etrafına

arttıkça artıyor üzerimdeki gölgelerin ağırlığı

bu yüzden
acıdan morarmış dizeler
düşürüyorum kağıtlara

oysa
ben de bilirdim
şavkı şehri aydınlatan
güneş rengi dizeler dizmeyi

ama
sen bilmezsin
benim harflerimin arasında
meydanın orta yerinde ifadesi saçlarında ve sırtında alınmış
üşüyen bir militan var!

Nilay Akçay

TECRİD

Hayata
eğreti duygular
can çekişen bir güvercin
ağzımın kıyısında…

kırılan kanadını
sularımda yıkıyor

dilim kan içinde...

Nilay Akçay

(SUS DERGİ 2009 SAYI 7)